Nafaka artırım davası, tarafların sosyal ve ekonomik durumundaki değişiklik ile nafaka alacaklısının ihtiyaçlarındaki artışın esas alınarak nafaka tutarının artırılması için nafaka alacaklısı tarafından ikame edilen davayı ifade etmektedir.
TMK 176/4 maddesinde, “Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. ” hükmü getirilmiştir.
TMK 331. Maddesinde, iştirak nafasına ilişkin olarak “Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmü yer almaktadır.
Bu doğrultuda, zaman içerisinde artan enflasyon oranları, düşen alım gücü, nafaka alacaklısının artan ihtiyaçları ve nafaka borçlusunun ekonomik durumundaki iyileşmeler mevcut nafakanın artırılmasını gerekli ve mümkün kılmaktadır. Anılan şartların oluşması halinde nafaka alacaklısı, nafaka alamaya devam ettiği müddetçe ve herhangi bir süreye tabi olmaksızın dava açabilecektir.
Tabi ki tüm bunlarla birlikte, nafaka artırım davası ikame edilmesi hakkın kötüye kullanılması teşkil etmemeli, TMK 2/1 maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına uygun davranılmalı, mevcut nafakanın haklı ve gerçek bir nedene dayalı olarak yetersiz kaldığı ispatlanabilmelidir.
NAFAKA ARTIŞI NE ORANDA OLUR?
Mevcut nafakanın hükmedildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; nafaka TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmakta ve tarafların nafaka konusunda mağduriyet yaşaması engellenmektedir. Fakat ekonomik şartlardaki beklenmedik değişikliklerin veya gelişen olağanüstü durumların varlığı halinde nafaka artışı ÜFE oranının üzerinde yapılabilmektedir.
NAFAKA HER YIL DÜZENLİ OLARAK ARTAR MI?
Nafaka davalarında talep halinde mahkemeler, “takip eden yıllarda talebe gerek kalmaksızın TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına” karar vermekte olup, devamında dava açmaya gerek kalmaksızın her yıl düzenli olarak nafakanın artırılması sağlanabilmektedir.
Eğer ki, mahkeme tarafından nafakaya hükmedilirken bununla birlikte düzenli olarak artışı yönünde bir karar verilmiş ise bu durum yine de ilerleyen süreçte yeni nafaka artırım davası açmaya engel değildir. Her ne kadar mahkemece yıllık ÜFE oranına göre bir artış öngörülmüş ve karara bağlanmış ise de, ÜFE oranındaki artış yetersiz kaldığı takdirde olağandışı bir biçimde değişen ekonomik, sosyal şartlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda nafakanın arıtılmasına karar verilerek hakkaniyete uygun bir tutar belirlenecektir.
DAVA DEĞERİ NASIL HESAPLANIR?
Nafakanın artırılması talep edilen tutar ile 12 ayın çarpılması ile dava değeri hesaplanır. Örneğin, mevcut nafaka 500,00 TL, yeni dava ile talep edilen tutar 3.000,00 TL ise 2.500,00 × 12 = 30.000,00 şeklinde hesaplanmaktadır.
YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME NERESİDİR?
Nafaka artırım davaları, nafaka alacaklısının yerleşim yerinde bulunan Aile Mahkemesinde görülmektedir. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakabilir.
TMK Madde 177– Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
EMSAL YARGI KARARLARI
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/19704 Esas 2017/9326 Karar, 07.06.2017 tarihli kararında,
“Nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş ise de, Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki davanın kesinleşme tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık 3 yıl süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, uygun bir nafaka artışına karar verilmesi gerekir.” şeklinde hüküm kurularak, nafakaya ilişkin ÜFE oranında artış kararı bulunmasına rağmen yine de mevcut durum ve ekonomik şartlara göre değerlendirme yapılarak hakkaniyete uygun bir artış yapılması gerektiği belirtilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/2475 E. 2020/275 K. sayılı, 04.03.2020 T. kararında, “Kararlar arasındaki süreçte ÜFE değişim oranına göre nafaka miktarı her bir çocuk için aylık 1.069,00 TL’ye ulaşmaktadır. Ancak özellikle müşterek çocuklardan ….. in eğitim dönemindeki önemli süreç ve her iki çocuğun eğitim ve yaşları itibariyle değişkenlik gösteren ve artan ihtiyaçları dikkate alındığında ÜFE oranının üzerine çıkılmasında hatalı bir durum bulunmamaktadır. Ancak hükmedilen nafakanın, nafaka borçlusunun da ödeme gücünü aşmaması tüm tarafların yararınadır. ” şeklinde karar verilerek, çocuğun eğitim hayatı ve yaşı itibariyle değişen ve artan ihtiyaçları olağanüstü değişiklik olarak değerlendirilerek ÜFE oranı üzerinde bir artış yapılması gerektiği belirtilmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/4481 Esas 2016/8685 Karar sayılı, 01.06.2016 tarihli kararında, “Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 1,5 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun bir artış miktarına hükmedilmelidir.” denilerek, Nafaka artırım davasının açılmasının herhangi bir süreye tabi olmadığını, değişen ihtiyaçların , ekonomik durumların hakkaniyet ilkesi kapsamında nazara alınarak artış yapılması gerektiği belirtilmektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/4645 Esas 2021/5308 Karar sayılı, 28.06.2021 tarihli kararında, “Dosya kapsamından; tarafların 14.04.2015 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 15.000 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan 1 yıldan uzun bir süre geçtiği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” şeklinde hüküm kurularak, mevcut nafakanın belirlendiği tarihten bu yana ekonomik ve sosyal durumlarda olağanüstü bir değişikliğin olduğu ortaya konulmaz ise, nafaka artışının TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranı esas alınarak yapılacağı belirtilmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/180 Esas 2015/8640 Karar sayılı, 14.05.2015 tarihli kararında,“Her ne kadar, nafakanın takdirinde; davalı (baba) nın hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunluluğu var ise de; bu durum, yani davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz.” denilerek, davalının gelir seviyesinin düşük olmasının nafaka artırımına engel teşkil etmediği oraya konuluştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/2676 Esas 2013/4367 Karar sayılı, 14.03.2013 tarihli kararında,“Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davacının yoksulluğunun zail olmadığı gözetilerek, yoksulluk nafakasına hükmedilen tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre dikkate alınarak, bu süreçte paranın satın alma gücünün azaldığı hususu gözetilerek, hakkaniyete uygun, en azından enflasyon oranında artırım kararı verilmesi gerekir.” denilmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/10796 Esas 2016/11189 Karar sayılı, 26.09.2016 tarihli kararında, “Nafaka artırım davasının açılması belirli zamanın geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki nafaka artırım davasının tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 2 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, davacının ve ortak çocukların ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Başka bir anlatım ile davacı yandan önceki nafaka artırım davasının kararında belirtilen (ve her yıl ÜFE artış oranına göre yapılacak) artırım ile yetinmesi beklenemez. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, davalının gelirine, davacı ve ortak çocukların artan ihtiyaçlarına göre, tedbir nafakası miktarının hak ve nesafete uygun olacak şekilde artırılması gerekir. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada davalının alıştırdığı geçim şartları dikkate alınmalıdır.” şeklinde hüküm kurularak, olağanüstü değişikliğin varlığı halinde nafaka artışının ÜFE oranı ile sınırlandırılmaması, ÜFE oranı üzerinde bir miktarda artış yapılması gerektiği belirtilmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/441 Esas 2019/1137 Karar sayılı, 05.11.2019 Tarihli kararı, “Davacı çocuk adına dava açılması için, veli sıfatıyla annesinin, TMK’nın 462/8. maddesine göre vesayet makamından izin alması gerekli değildir.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 3-352 Esas 348 Karar sayılı, 15.07.2009 tarihli kararı,
“Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırım davası açılabilir.”
Av. İlyas ÖZDİKEN
18.02.2024