YARGI KARARLARI

Yargı Kararları sayfası, önemli yargı kararlarını ve hukuki gelişmeleri takip etmek için güvenilir bir kaynaktır. Hukukun değişen dinamiklerine ayak uydurarak müvekkillerine en doğru bilgiyi sunmayı amaçlar.

Cumhuriyet Mah. 187. Sok. No:27/1 Kat: 2 Daire: 8
(Eski Konaklı Ders. Binası) Nazilli / AYDIN

+90 541 961 26 37
ilyas@avilyasozdiken.com

Yargıtay Kararları

Aile HukukuYargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/15596 Esas 2017/156 Karar sayılı, 17.01,2017 Tarihli

"Bu durumda mahkemece, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken onarım süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) araç mahrumiyeti bedelinin tespiti hususunda da rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir."

Aile HukukuYargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/2676 Esas 2013/4367 Karar sayılı, 14.03.2013 tarihli

"Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davacının yoksulluğunun zail olmadığı gözetilerek, yoksulluk nafakasına hükmedilen tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre dikkate alınarak, bu süreçte paranın satın alma gücünün azaldığı hususu gözetilerek, hakkaniyete uygun, en azından enflasyon oranında artırım karan verilmesi gerekir."

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 3-352 Esas 348 Karar sayılı, 15.07.2009 tarihli

"Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırım davası açılabilir."

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/26777 E. 2022/11236 K. sayılı 29.09.2022 Tarihli

"Davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi, ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan ve bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında alınan bilirkişi raporuna göre davacının araç mahrumiyet bedeli talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir."

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/15989 Esas 2018/4730 Karar, 09.04.2018 tarihli

"davalı erkeğin başka bir kadınla evden çıkarken ve sokakta yürürken görüldüğü anlaşılmakla beraber, evlilik sırasında, bir başka kadınla cinsel birleşmenin gerçekleştiği dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davalı erkeğin bu davranışları zina değil, "güven sarsıcı davranış" niteliğinde olup; Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi gereğince boşanmayı gerektiren kusurlu davranıştır. Bu durumda, zina hukuki sebebine dayanılarak açılmış boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir."

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1999/6-965 Esas 1999/975 Karar sayılı, 17.11.1999 tarihli

"Tahliye taahhütnamesi ise 18.6.1997 tarihinde kiracılardan sadece Selahattin Sağdıç tarafından verilmiştir. Kiracılar arasında da mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan taahhüdün de kiracılar tarafından birlikte verilmesi gerekir. Kira sözleşmesi son bulmadığına göre halen taraflar arasında devam etmekte olduğunun ve taraflar yönünden bağlayıcı olduğunun kabulü gerekir. Kiracılardan birisinin kiralananı terk etmiş olması sözleşme hükümlerini etkilemeyeceğine göre yapılan sözleşme İle bağlı kalınarak taahhüdün her iki kiracı tarafından verilmiş olması ancak bu durumda taahhüdün bağlayıcı olduğunun kabulü gerekir."

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/1211 Esas 2021/1933 Karar sayılı, 04.03.2021 tarihli

Şöyle ki, eşler arasındaki boşanmanın kesinleşmesiyle davalı eski eş kendiliğinden ecrimisil ödemeye mahkum edilmez. Zira boşanma kararının kesinleşmesi başlıbaşına eski eşi taşınmazın İşgali yönünden kötüniyetli hale getirmez. Hayatın Olağan akışl gereği, davacı eşin müşterek çocukları ile birlikte davalı eski eşin dava konusu konutta kalmasına muvafakat ettiğinin kabulü gerekir. Davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi İçin davacı eşin, davalı eski eşe verdiği kabul edilen muvafakatını ecrimisil dava tarihinden önce geri aldığını, konuttan çıkarma iradesini ilettiğini ispat etmesi gerekir (ihtarname, tanık, yemin vs. ile).

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/728 Esas 2010/2047 Karar sayılı, 25.02.2010 tarihli

"aile konutu şerhi tarafların boşanmaları ve boşanma kararının kesinleşmesi ile dayananağı ve hukuki neticeleri ortadan kalkar. Bir başka deyişle yolsuz niteliğe dönüşür.Şerhin şeklen sicil kaydında yer alması kayıt maliki olmayan boşanan eşe herhangi bir hak bahşetmez. Şerhin eldeki davadan sonra terkin edilmiş olması da neticeye etkili değildir. Hal böyle olunca, çapın sağladığı TMK'nun 683 üncü md.den kaynaklanan mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve boşanma davasının kesinleşmesinden eldeki davanın açılma tarihine kadar olan süre için belirlenecek ecrimisile de karar verilmesi gerekir"

Yargı Kararları

YARGITAY KARARLARI

Yargıtay kararları, hukukun adalet terazisindeki en önemli ağırlıklardır; doğru ve adil bir sonuca ulaşmada rehberimizdir."
Sohbeti Başlat
Size nasıl yardımcı olalım ?
Merhaba 👋
sorularınızı bize yöneltmek ister misini?